Haberlerde
bahsedilen “Yunan adaları Türk istilasına uğradı” sözlerini duyduğumuzda
rotamızı 37 kere farklı açılara yönlendirdikten sonra, ne çıkarsa bahtımıza
diyip bu bayram kendimizi Yunan topraklarına salıverdik. Eşim ve ben (ha evet eşim, evlendim bu süreçte, bununla alakalı detayları da yazıcam bi ara)
yunan yaşam zihniyetinin, uzosunun, tavernasının ve elbetteki deniz ürünlerinin
delisiyiz. Bu sebeple Türk akınını tölere edebiliriz diye düşündük ve elbette
Türkiye sahil şeridinin anlamsız fiyat politikası da buna etkili oldu.
Yaşadığımız şehirden iki kafa arkadaşımızı da(Begüm-Levent) yanımıza alarak çıktık yola. Kafa
diyorum ama hafif oldu bu tabir, özellikle Begümle defalarca yurt içi ve dışı
seyahatlerim oldu, “tatile gidilebilir arkadaşlar derneği” olsa kesin başkan
olurdu kendisi. (Prag’da neredeyse bizi terörist olarak içeri attırıyordu gerçi
ama olsun J
anlatıcam bunuda sonra)
Midilli için
rota çizerken ana karayı es geçtik, tüm işaretler bizi adanın güneyine doğru
yönlendirdiğinden kısa bir araştırma ile Jalem Tur’un geçen yıl başlattığı
seferleri bulduk www.jalemtur.com .
Haftada iki kez düzenlenen seferler sizi direk olarak Petra’ya götürüyor.
Arife günü sabah
10 gibi Bursa’dan yola çıkmış olmamıza rağmen, 2,5 saat sonra Cunda’da tost
yiyor oluşumuza sevindik. Ayvalık limanda da öyle aman aman bi kalabalık yoktu,
hatta yolcuların birçoğunun yunan olması garibimize gitti. Sonradan güvenlik
görevlisinden öğrendikki teyzeler-amcalar pazar arabalarını alıp Perşembe
pazarına geliyorlarmış ya Ayvalığa! Ellerindeki poşetlere bakınca demek bizi
cezbeden deniz ürünleri ve alkol dışında tekstil ürünleri vb şeyler TR’de daha
uygun diye düşündük.
Bu arada
kafa karıştıran başka bir detayda semtlerin isimleri, Molyvos “Mithymna” olarak,
Petra’da “Mytilene” olarak geçiyor çoğu tabelada, yetmiyor bi de yanında Yunancası
yazıyor, zaten Midilli’yi de Mytilini yazıyorlar
ama beynelminel adı Lesbos!!! Ay
sıkıldım, neyse çokta şeyapmayın yani…
Biz gitmeden
önce kalacağımız otelin sahibi Dimitri ile görüşmüştük, o gelip bizi aldı. Biz
kalabalığı hesap ederek daha sakin ve uzun bir plaja sahip olan Petra içinde
kalmayı tercih ettik. Sonradan huzur evi kıvamındaki sokakları farkedince biraz
yanıldığımızı anladık ama öyle güzel bir otelde kaldık ki, Petra’nın sakinliği
bizi bozmadı. www.archontikopetras.gr
şimdiye kadar kaldığım en güzel butik otel diyebilirim, ki yanlış anlaşılmasın
ben biraz severim gezmeyi J
Otel dediğime bakmayın, 1821 yılında yapılmış, daha sonra aslına uygun restore
edilmiş bir Rum evi burası(3 gece için
230€). Kendi eviniz gibi anahtarlarınız var, girip çıkıp takılıyorsunuz.
İngilizce biliyorsanız Dimitri’ye aşırı bulaşmayın, çok yardım sever ama motoru
bozulmuş gibi başladımı susmuyor.
İlk akşamın
yorgunluğu ile yemeğimizi Petra’da yemeğe karar verdik ve kiralık arabanın
bittiğini öğrenip ertesi gün için motor kiraladık. Dimitri, tanıdığı olduğu
için Sunset Restoranı önerdi ve orda
yedik ama tırt yani söyliyim, son gün otelde kalan tecrübeli çiftin tavsiyesi
üzerine sahilin sonuna doğru Reef
Restoran’da bir kalamar yedik akıllara zarar.

Daha önceden
bloklarda defalarca okuduğum Petra’ya 20 km uzaklıktaki Skala Skallonis’e doğru yola çıkıyoruz. Yol üzerinde adını hatırlayamadığım
manastıra giriyoruz, kilise kısmına Begümle beni almıyorlar gıcık oluyoruz. Motorda
giderken yüzüne dolanan rüzgarın o özgür duygusu gibisi yok fakat yol virajlı
olduğu kadar belirli bir kısma kadar yokuş. Küçük adalarda evet ama büyük ada
için vespa mantıklımıymış soruları aklımdan geçip belimi yoklarken, yaptığı
herşeyi tutkuyla yapan sayın kocam dahada bir hızlanıyor. 45 dakikanın ardından
vardığımız yerde çok afedersiniz bi bok yok! Kim yazdıysa o blogları sıtmaya tutulsun inşallah!

Otelimize
döndüğümüzde 45 dk squat yapmışçasına ağrıyan kalçalarımızı tuta tuta kendimizi
verandaya atıyoruz Begümle. Beyler her zamanki gibi hayatından memnun hiç
şikayet etmiyorlar J

Üçüncü gün rotamız Skala Skamnias,
Araba
kiralama şansımızı bir kere daha deniyoruz ama Petra’da zaten 100 hane var
belki, kiralık araç beklentimiz ne olsun ki diye düşünüp yine bizim emektar
motorlara kalıyoruz. Ama bu sefer anlaşmalıyız beylerle, hız yapılmayacak!
Skala Skamnias Petra’ya 22 km uzaklıktaki minik bir balıkçı köyü.

Güzel bir tepeye inşa edilmiş minik bir yerleşim yeri görüp duruyoruz biraz soluklanmak ve manzaranın mavi-yeşiline bulanmak için. Biz Bego'yla fotoğraf işine dalıp adamların yokluğunu farketmiyoruz, bir süre sonra bir bakıyoruz kendilerine bir amca bulmuşlar,çekmişler sandalyelerini yanına, koyu bir sohpet içindeler.

Bir süre sonra yanımdan geçen koca tabakta ıstakozlu makarnaları gördüğümde de ben ağlamaklı oldum çünkü artık doymuştum. İşletmeci gibi görünen beyaz saçlı garson bey amca Türkçe biliyor, kendilerine
özel uzolarını tavsiye ediyor ve onu da beğenerek içiyoruz. Hesap kişi başı
ortalama 17-18 €.
Skala Skamnia yaz sıcağı renklerinde şirin bir köy, acayip güzel
fotoğraf veriyor. Ortalama 50 hanenin bulunduğu yer, kurutulmuş ahtapotu ve
ünlü Yunan şair Stratis Mirivilis ile meşhur.
Şairin babasının evi köyde
bulunuyormuş ve o dut ağacının altında oturur hikayelerini yazarmış bir
zamanlar.

Güzelce kahvelerimizi içtik, dinlendik ve gün batımına doğru tamamen tatmin bir şekilde oradan ayrıldık dicem ama daha yokuşu çıkarken bizim motor stop etti. (Benzin koymayı ihmal eden, koyalım dediğimde ohoo bu benzin bizi Bursa’ya götürür diyen kocamın konuyla hiç bi ilgisi yokJ)
Restorana geri döndük ve bize 1-2 lt benzin buldular sağolsunlar öyle
geri döndük.
Dönüşte Molyvos'ta mola veriyoruz ve limana iniyoruz bu sefer , günü burada
kıpırtısız denizi izleyerek bitiriyoruz.
Son gün Petra'da sağa sola kıpırdamadan kumsalda yatarak geçirmeyi tercih
ettiğimizden bugün acelemiz yok kocalar istediği kadar yayılabilir. Yanlız
mevsim itibari ile biraz serin olsada gerek kumu, gerek berrak suyu, gerekse
uzun kumsalı sebebiyle sanırım bölgedeki en iyi plaj Petra Plajı.
Akşam feribot saatinde limana gidiyoruz ve Ayvalığa indiğimizde
karşılaştığımız sonu gözükmeyen kuyruk ile tatilin bittiğini anlıyoruz.
Değerlendirme;
**Hareketli bir yer için Molyvos'ta kalın
**Konforlu gezi için önceden araba kiralayın
**Petra'da denize girin
**Petra'da Reef'te kalamar yiyin
**Skala Skallonis'e gitmeyin! Gidersenizde denize girmeyin! Girersenizde
fazla kalmayın! :)
**Skala Skamnias'a mutlaka gidin, dut ağacının altında deniz ürünleri
yiyin, yol üstünde İlyas amcaya uğrayın.
Çünkü YUNAN ADALARI Bİ ŞAHANE :)