25 Haziran 2018 Pazartesi
Yaktın Bizi Sayın İnce!
Bizler bu ülkenin diğer yarısı tarafından, tercih etmediğimiz siyasi ideolojilere sürüklenmiş insanlarıydık!
Ara ara kendimizce sesimizi yükseltir, aşamayacağımız duvarları fark edince geri çekilir, kendi dünyamızı güzelleştirmeye çalışırdık.
Geri çekilmek deyince yanlış anlamayasın! Cesaretsizlikten değil, umutsuzluktan hep. Çünkü biz bilimle, mantıkla yol alırız, körü körüne inançla başa çıkamayız. Bize karşındaki fikre saygı duymayı öğrettiler, biz ısrarcı olamayız. Konuşarak çözülür dediler, zorbalık, vandallık bizde ne gezer! Her insanın özgürlüğüne inandık, dinleri alet etmeyi beceremeyiz.
Ben mesela; Alevisi, Ermenisi, Kürdü, Lazı bir mahallede büyümüşüm. Ermeni arkadaşımın anannesine "yaya" demişim, kara lahana ikram etmiş bir diğeri, en çok da kürt Süleyman amca ölünce ağlamış tüm mahalleli. Kimin evinde yoksa, toplanıp ona gidilmiş hep. Sen gel bizlere anlat şimdi bu ayırımı!
Bir ağaç yıkılmasın diye toplanıp şarkılar söyleyen bir kitle işte, biz kiiim, eli palalı, gözü dönmüş, mantıktan uzak, şiddet düşkünleri ile karşı karşıya durmak kim!
Ama ne var biliyor musun Sayın İnce, iyi kötü alışıyorduk böyle yaşamaya. İnanır mısın arada çıkıp "ayırım asla yok, kimsenin hayatına karışmayız, biz herkesi kucaklamak için buradayız" dendiğinde iyi bile geliyordu bir umut işte... Adaletsizliğe alışılır mı deme, insan bazı şartlar altında yeteri kadar uzun süre kaldığında, beyni o şartlara alışma eğilimindedir sen öğretmensin benden iyi bilirsin.
Peki sen bize ne yaptın biliyor musun?
Alışmadığımız şekilde naif ve güler yüzünle dikildin karşımıza, gözünün ta içinden fışkıran, neredeyse unuttuğumuz ve sanki herkesi tek tek saran o sevgi de neyin nesiydi öyle? Komiklikler, şakalar ve şiddetten uzak o alaycı tavırlarla; Sen Bize Umut Verdin!
Eğitim dedin, sanat dedin, bilim dedin, adalet dedin ve üstelik samimiydin.
Türk siyasetinin en karanlık döneminde sen bir ışık yaktın herkese, bak "herkese" diyorum, çünkü çok eminim ki diğerleri de bir an bile olsa kin kusmadan, hakaret etmeden, kandırmadan da halkı etkileyebileceğini görmüştür.
Yeniden kim olduğumuzu, Atatürk'ün bize nasihatlerini hatırladık seninle.
Adalet yürüyüşleri filan hikaye, sen 2 ay gibi kısa bir sürede bizleri özgürlüğe koşturdun!
Onca insanın sandık başlarında cesaretle durmasını, bir yerde eksik varsa toplanıp oraya gitmesini sağladın. Öyle bir umut ki bu , gece yarısı sonuçlar artık belliyken bile, sen Bitti demeden, kimse başkasının yorumuna güvenmedi fark ettin mi?
Ne kadar özlemişiz biz bu neşeli tavrı, bu sevgiyi, bu güler yüzü, samimiyeti. Ne kadar açmışız birilerine gerçekten güvenmeye.
Öyle işte... Hikaye burada bitiyor...
Sonrası herkes için bulanık, yaşayıp göreceğiz.
Çok uğraştın, çok yoruldun sende biliyorum ama gelmeseydin daha iyiydi bence...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)